Arabamda oturmuş trafik ışıklarına yakalanmış ve camları açarken kendimi yalnız hissettim. Bir odada arkadaşlarım ve kahkahalarıyla çevrilmişken veya gecenin bir yarısı, hem rüyalarımda hem de aniden karanlıkta uyandığımda kendimi yalnız hissettim.
Yalnızlık, hepimiz için tanıdık bir duygu. Yalnızlık hissi, yalnızlık korkusuna ve yalnızlık korkusu da yalnızlıktan kaçınmaya dönüşebilir. Günün sonunda kendin, sırf bu dünya üzerinde yalnız olduğunu hissetmemek için, günde 1000 mesaj gönderip, duygularını alkol veya video oyunlarıyla bastırmaya çalışıp, neredeyse hiç tanımadığın insanlarla beraber olurken bulabilirsin. Ya da belki tam tersini yapar, kendini odana kapatıp, insanlarla bağlantı kurmaktan kaçınır ve dünyayı görmezden gelirsin. Bir kez yalnız hissettiğinde, yalnızlıktan kurtulmak neredeyse imkansızdır. Çünkü artık yalnızsındır.
Bir özdeyiş şöyle der, “Yürek kendi acısını bilir, sevincini ise kimse paylaşmaz.” (Süleyman’ın Özdeyişleri 14:10) Her birimiz temelde diğer insanlardan ayrılmış olup birbirimizi belli bir ölçüde anlayabilsek de, yine de bu ayrılığı hissederiz. Kimse sen olmanın nasıl bir şey olduğunu tamamen anlayamaz. Buna nasıl tepki verdiğinden bağımsız olarak, yalnızlık hepimiz için büyük ve acı verici bir sorun olabilir.
Yalnızlığın acil bir çaresi yoktur ve yalnız hissetmek insanlığın doğasında vardır. Yine de bu hisse yardımcı olabilecek iki şey mevcuttur:
Topluluk:
Bağlı kalabilmek amacıyla yaratıldığımız için yalnızlıkla başa çıkabilmemizin büyük bir kısmı topluma dahil olmaktır. Hiçbir arkadaşın bir daha yalnız hissetmemeni sağlayamaz, ancak çevrende seni kim olduğun için önemseyen insanlar varsa (bedenin, becerilerin, paran ya da alkolün olduğu için değil) gerçekten yalnız olmadığını görmeni sağlayabilirler.
Yalnızlığını anlayan birisi :
Bazen, asla göremeyeceğin bir Rabbe inanmanın cuma gecesi daha az yalnız hissetmene nasıl yardımcı olacağını görmek zordur. Ancak Kutsal Kitap, Rab çocuklarını asla terk etmeyeceğini ve adını anan herkese yakın olduğunu söyler. Rab seni seviyor ve seninle ilişki kurmak istiyor. Yalnız kaldığın zaman O’na gelmeni istiyor.
Sadece bu da değil, Rab seni anlıyor. İsa Mesih hayatının en kötü saatlerinden geçerken ve çarmıha gerilmek üzereyken, arkadaşları O’nu terk etti ve hatta O’nu tanımıyormuş gibi davrandılar. Mesih İsa, yalnız bir insan olmanın nasıl bir şey olduğunu çok iyi bilir. Kutsal Kitap şöyle diyor, “Rab gönlü kırıklara yakındır, ruhu ezikleri kurtarır.” (Mezmurlar 34:18) En derin yalnızlık anlarında aslında yalnız olmadığını bilmek sana nasıl hissettirirdi? Seni yaratan Rab,seninle birlikte ve seni asla terk etmeyecek!
Bizi yalnızlıktan uzak bir dünyada yaşamaktan ayıran günah, aynı zamanda bizi Rabden de ayırır. Ne kadar iyi olursan ol veya ne kadar çok uğraşırsan uğraş, bu ayrılığın altından kalkamazsın. Rab kendisiyle ilişkimizi düzeltmek için İsa Mesih’i dünyaya gönderdi. Kutsal Kitap Mesih İsa’nın kalbi kırık olanları tamir etmeye geldiğini söyler. Rabbin mükemmel oğlu olan Mesih İsa, bizim günahlarımız için öldü. Artık dışlanmış ya da reddedilmiş olmayız, Rabbin bir çocuğu oluruz.