Tanrı, ilk erkeği ve kadını Kendi benzeyişinde yarattı! Bu konu üzerinde düşünün! Tanrı, insanı O’na benzemesi için yarattı! İnsan, gerçekten de, Tanrı’nın yarattığı tüm yaratıklar içindeki en önemli yaratıktır. Yalnızca insan, Tanrı’nın benzeyişinde yaratıldı. O zaman şimdi Tanrı Sözü, ‘Tanrı insanı kendi suretinde yarattı ” derken, ne demek istemektedir?
Kutsal Yazıların ikinci bölümünün yedinci ayetinde şöyle der: “RAB Tanrı, Adem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık (can) oldu.” (Yaratılış 2:7) Bu ayette, Tanrı’nın ilk insanı yarattığı zaman, onu iki unsur ile yarattığını fark ediyoruz: bir beden ve bir can. İnsan yalnızca fiziksel bir varlık değildir. İnsanın bir bedeni ve bir canı vardır. Tanrı, insanı iki aşamada yarattı. Kutsal Yazılar’da söylenene tekrar kulak verelim: Bir: “RAB Tanrı, insanı topraktan yarattı ” İki: Tanrı “Adem’in burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan bir varlık (can) oldu.”
Tanrı insanı yarattığı zaman, önce bir beden oluşturdu. Tanrı neden önce bedeni yaptı? Bedeni önce yaptı, çünkü bedenin içine, orada konut kuracak olan insan canını yerleştirecekti. Bedeninizin eviniz olduğunu biliyor musunuz? İçinde “gerçek sizin” (canınız) yaşadığı geçici “çadır”? Kutsal Yazıların şu ifade ile bize öğrettiği budur: “yeryüzünde sahip olduğumuz beden, bir çadır gibidir.” (2.Korintliler 5:1) Tanrı insan bedenini, canın bedenin içinde barınması için yarattı.
Tanrı, ilk insan bedenini ne ile yarattı? Kutsal Yazılar Tanrı’nın ilk insan bedenine yerin tozundan şekil verdiğini söylerler. Yaşadığımız modern çağda toprağın tozunun yaklaşık yirmi kimyasal maddeden oluştuğunu biliyoruz. Bilim adamları bize bu yirmi kimyasal özün hepsinin insan bedeninde var olduğunu bildirirler. Tanrı’nın peygamberi Davut bu nedenle Mezmurlar’da şunu yazdı: “Rab mayamızı bilir, toprak olduğumuzu anımsar.” (Mezmur 103:14) Evet, beden topraktan yapılmıştır, ama bu, bedenin değersiz olduğu anlamına gelmez! İnsan bedeninde, hücreler olarak adlandırdığımız yetmiş bin-bin-bin-bin (70 trilyon)den fazla kısım bulunur. Ve tüm bu kısımlar, mükemmel uyum içinde işlemek üzere bir arada örülü olarak tasarlanmışlardır. İnsan bedeni bir mucizedir! Tanrı, bedenlerimize beyni, kalbi, akciğerleri, mideyi, karaciğeri, bağırsakları, kemikleri, kasları, gözleri, kulakları, burnu, ağzı ve daha başka pek çok hayranlık uyandıran kısmı yerleştirmiştir. Her kısım, kendi rolünün ne olduğunu “bilir”. Böyle bir bedeni yalnızca Tanrı yaratabilirdi! Bu nedenle peygamber Davut aynı zamanda şunları da yazdı: “Rab, sana övgüler sunarım, çünkü müthiş ve harika yaratılmışım; Ne harika işlerin var! Bunu çok iyi bilirim!” (Mezmur 139:14)
Evet, insan bedeni inanılmaz bir harikadır! Ama Tanrı’nın kendi benzeyişinde yarattığı insanın bedeni miydi? Hayır! Bu mümkün değildir, çünkü Tanrı ruhtur. Tanrı, insanın fiziksel şeklini kendi benzeyişinde yaratmadı. O zaman, “Tanrı insanı kendi benzeyişinde yarattı” diyen Kutsal Yazılar’ın anlamı nedir? Tanrı’nın, insanın canını Kendi benzeyişinde yarattığı anlamını ifade ederler.
Beden, yalnızca bir cesetti. Tanrı, neden bedenin içine canı yerleştirmeden önce insanın bedenini yarattı? Gücü Her Şeye Yeten Tanrı insanı neden diğer tüm yaratıklar ile yaptığı gibi, basit tek bir adım ile yaratmadı? Tanrı’nın böyle yapmasının nedeni, belki de bize insanın kendi içinde yaşam üzerinde gücü olmadığını öğretmek içindi. İnsan kendi kendisine yaşam veremez ve insan canlı herhangi bir şey yaratamaz. Tanrı, Yaşam’ın Rabbi’dir ve yaşam yalnızca O’nda bulunabilir. Yaşam, insandan gelmez; yaşam Tanrı’nın bir armağanıdır! Kutsal Yazılar’da şöyle yazar: “RAB Tanrı Adem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu.” Tanrı’nın yaratmış olduğu beden yaşamaya başladı. Beden neden yaşamaya başladı? Çünkü Tanrı, Yaşam’ın Rabbi bedene bir can verdi! Tanrı, Kendi yaşamını cesedin içine üfledi. Tanrı’da olan yaşam şimdi insandaydı. Böylece insan, yaşayan bir varlık oldu.