Cumartesi, Eylül 16, 2023

Mesih İsa’ya iman eden bizler , Kutsal Kitap’ın (Tevrat, Zebur ve İncil) ve Mesih İnancı’nın doğru şekilde anlaşılması, tanımayan, bilmeyen veya konu hakkında yanlış bilgileri olan halkımıza kaynağından anlatılması amacı ile hizmet vermekteyiz.

İnancımızın temeli olan Kutsal Kitap bizlere aşağıdaki ayetlerde yer alan emirleri vermekte ve yaşam amacımızı belirlemektir;

İsa Mesih  yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin. Size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.” ( Matta 28 :18-20 )

İnancımız gereği bizler “Gökte ve yeryüzünde bütün yetkiye sahip olanın” iman edenleri olarak İsa Mesih’in kurtarış müjdesini yaymakla görevliyiz ve bu gerçeğin tebliğcileri ve müjdecileriyiz.

İçinde yaşadığımız ve vatandaşı olduğumuz ülkenin devlet yapısına, bağlı bulunduğu ilkelere, rejimine ve laiklik ilkesini değiştirmeye yönelik gizli veya açık siyasi ve politik bir çalışma ya da amacımız asla yoktur. İnancımız gereği asla bu türden bir amaç ya da çalışmadan söz etmek mümkün olmaz. İsa Mesih’in ele verildiğinde dönemin yöneticilerine yapmış olduğu açıklamalar bu gün bizler içinde yol göstericidir:

Mesih İsa, “Benim krallığım bu dünyadan değildir” diye karşılık verdi. “Krallığım bu dünyadan olsaydı, yandaşlarım, Yahudilere teslim edilmemem için savaşırlardı. Oysa benim krallığım buradan değildir.” ( Yuhanna 18 : 36 )

İsa Mesih’in vaat ettiği krallık veya düzen yeryüzünde değildir, asla da olmayacaktır. O’nun ve bizim krallığımız göklerdedir.

Bu mantıktan yola çıkarak biz Mesih inanlılarının inançsal bir devlet düzeni oluşturma veya var olanı değiştirme, yeniden düzenleme gibi bir bakış açısı veya çalışmasının olabilmesi imkânsızdır.

Hatta bırakalım düzeni değiştirmeyi amaç edinmeyi her Mesih inanlısı hangi ülkenin vatandaşı olursa olsun, inancına ters bir yönetim altında yaşasa bile imanının, inancının ve ibadetinin gereği olarak kanunlara, yasalara ve kuralara bağlı ve saygılı olmak zorundadır. İman ettiğimiz Allah kelamı bu konuda çok açıktır;

İnsanlar arasında yetkili kılınmış her kuruma, gerek her şeyin üstünde olan krala, gerek kötülük yapanların cezalandırılması ve iyilik edenlerin onurlandırılması için kral tarafından gönderilen valilere Rab’bin adına bağımlı olun.”  ( I.Petrus 2 : 13-14 )